Bebeğiniz doğduğundan beri etrafınızdaki çoğu kişi “Sen bunu kucağa çok alıştırmışsın. Kokuna alışırsa bi daha kurtulamazsın.” diyor mu? Dilden dile aktarılan bir ezber sanki… Neye dayanarak bunu söylüyorsun dediğinde genelde ev işlerinin yapılma durumu (!) referans alınmış oluyor. Haydi bakalım, bir kefede yaşamı sizden öğrenecek olan bir can, diğer kefede temizlik, bulaşık. Hangisi daha kıymetli?
Söylenenlerin aksine, çocuğunuzu istediği her zaman kucağınıza alın. Çünkü yaşamın ilk iki yılı, tüm yaşamdaki seçimlerini etkileyecek olan bağlanmaların gerçekleştiği yıldır. Güvenli bağlanabilmesi için yeni tanımaya başladığı dünyada her ihtiyaç duyduğunda sığınacak, sarılacak birilerini bulması çok önemlidir. Kucağınıza aldığınızda bebeğinizin net bir şekilde sakinleştiğini, rahatça uyuduğunu da hep görürsünüz.
Tüm ihtiyaçları hemen karşılandığı için o da keyifle gelişir, kişiliğini oluşturur. Çünkü bu dönemin en önemli ihtiyacı olan “güven duyma” konusunda kaygı yaşamaz.
Peki, diğer seçeneğe bakalım. Sırf kokuya alışmasın diye “Sen bırak, ağlar ağlar susar” denilen çocuğun uzun uzun ağlamaları, “Size ihtiyacım var, korkuyorum, tanıdık bir şeylere, bir kokuya, sıcaklığa, sese ihtiyacım var.” demek olabilir mi? Sonunda susmasının nedeni ise ağlasa bile artık cevap gelmeyeceğini anlayıp umudu kesmiş olması? Tüm yaşamı etkiliyor ya bu bağlanmalar; bu türden bir bağlanma, yaşamı boyunca içinde bir yalnızlık duygusu, hüzün, terkedilme korkusu, duygusal anlamda yakınlaşamama problemi gibi sıkıntılara yol açabilir. Varsın bulaşıklar biraz daha bekleyiversin, burada bir “can” sizi bekler.
Bebeğimizi özellikle ilk 3 ay neden her istediğinde kucağa almak gerektiği konusunda bir kaç referans:
“Bir çocuk, birincil bağlanma figürünün tartışmasız bir şekilde yanındaysa ya da kolaylıkla ulaşım alanındaysa güven hisseder. ”
“… bebekler insan topluluğunda eğlenirler. Yaşamın ilk günlerinde bile bebekler, kucağa alınma, konuşulma ya da kucaklanma gibi sosyal etkileşimle sakinleşirler ve kısa bir süre sonra insanların dolanıp durmasını izleyerek eğleniyor gibi görünürler.”
(John Bowlby Bağlanma Pinhan Yayıncılık, 2012)
“…. TUTMA çerçevesinde düşünme eğilimindeyim. Bu rahim içi yaşamın fiziksel tutuşu için geçerlidir, yavaş yavaş amacını genişleterek kucağa alma dahil, süt çocuğunun uyumlayıcı bakımının tamamı anlamına gelir. Sonunda bu kavram, ailenin işlevini içerecek şekilde genişletilebilir… ….ihtiyaç duyulan, özdeşleşme, bebeğin ne hissettiğini bilme kapasitesidir.
Bebeği gayet iyi tutan bir çevrede bebeğin, doğuştan gelen eğilimlerine göre kişiliği gelişebilir. Sonuç, kendilik duygusu, varoluş duygusu haline gelen, sonunda da özerklikle sonuçlanan varoluşun devamıdır.”
(Donald W. Winnicott Başlangıç Noktamız Ev Pinhan Yayıncılık, Ağustos 2014)
“Çocuk yeni doğduğunda anneyi kendisinin bir uzantısı-devamı kabul eder… Çocuk ne düşünüyorsa annesine bu düşüncesini iletebilirse ve annesinden karşılık alırsa annesini düşüncesi ile yönettiğini zanneder. Bu koordinasyon hali ne kadar iyi işlerse çocuğun benlik yapısı da o kadar güçlü olur. Anne çocuğu ne kadar doğru anlıyor, onun ruhuna temas ediyorsa çocuk o oranda huzura erer, kendisi ile aynı ruhu taşıyan birinin varlığından güven duyar.”
(Adem Güneş, Güvenli Bağlanma Timaş Yayınları Mart, 2014)
Çocuğunuzun doğumdan itibaren güven içinde gelişebilmesi, kişiliğini özgürce inşa etmesine yardımcı olmak isterseniz buradan bana ulaşın. Size yardımcı olmaktan keyif duyarım. Sevgiler.
Merhaba bir sorum olacak cevaplarsaniz sevinirim. Kayınvalidem ve görümcem ile yaşıyorum bebeğim ağladığında ver bana ben sustururum deyip alıyor bebeğim gaz sancisi oldugunda görümcemin kucağında uyuyakaliyor bazen. Kaynanam hu çocuk seni sadece süt anne olarak görüyor senin kucağında huzurlu değil deyip duruyor. Delili olarak da bebeğim ilk günlerinde memeyi istememişti hâlâ emerken bazen beni itiyor sonra Memeyi agzina biraz ısrarla verince alıyor. Ne yapmalıyım?
Merhaba Fatma Hanım, net bir şeyler söyleyebilmek için daha çok bilgi sahibi olmalıyım. Fakat genel hatlarıyla bahsedeyim. Anlattıklarınızdan bebeğinizin ilk üç ay civarında olduğunu tahmin ediyorum. Böyleyse gaz sancıları dediğiniz durumu rahatlatmak için şu yazımdan faydalanabilirsiniz. https://aysegulkarahan.com/2015/11/10/aglayan-bebegi-nasil-sakinlestiririz/
Bunun yanında bebeğinizin sizde daha farklı tepkiler vermesinin nedeni sizin kokunuzu ve sesinizi tanıyıp süt emme, ya da devamlı kucakta olma gibi ihtiyaçları olduğundan olabilir. Diğer kişilerde bu kokuları duyamadığı için süt içemeyeceğini de biliyor. Dolayısıyla bu açıdan ısrar etmediği için ağlaması sakinliyor olabilir. Özellikle ilk üç ay bebeğiniz sizinle olduğu her an emmek istiyor olabilir. Bu sizi “süt anne” olarak görmesinden değil, güven duygusunu size dokunarak, emerek sağlıyor olmasından. Ki ihtiyacıdır, özellikle ilk iki yıl güvenli bağlanma dönemi boyunca karşılanmalıdır. Bunların yanında ortamdaki olumsuzluklar, varsa gerginlik, annenin kaygıları, herhangi bir konudaki huzursuzluğu, hamilelik sürecinin rahat geçirilip geçirilmediği, planlı ve istenen bir bebek olup olmaması gibi pek çok farklı durum da etkiliyor olabilir. Annenin huzurlu ve devamlı destekleniyor olması çok önemli. Bu konudaki tüm pürüzler çalışılmalı ve temizlenmeli. Bunun yanında gelişimsel olarak ne yapacağınızı bilmek de çok işinize yarayacaktır. Sevgilerimle :)
Merhaba
Benim bebegim suan 1,5 aylik ve sut malesef veremiorum hastaligim yuzunden
Ben 1 hafta tedaviye alincam ve cocugum 1 hafta boyunca annanesinde kalcak
Bebegim huzursuz olurmu benim kokumu unuturmu?
Nasil yapsam diye sasirdim kaldim
Aylin Hanımcığım öncelikle geçmiş olsun. Bu öneriler ideal durumlar için; ama tedavi süreci sizin için sıra dışı bir durum. Bunu da yaşamanız gerekiyorsa bebeğinizi güvendiğiniz sabit birinin devamlı desteğine emanet ederek tedavi sürecinize geçebilirsiniz. Merak etmeyin anne ile bebek arasında her zaman özel bir bağ vardır, birbirini unutmazlar. Tabi bu süreçte sizin kokunuz, hayalinizde bebeğinizi imgeleyerek onunla konuşmanız, yanında oluşunuz ve bu sürecin rahat ve iyi geçmesi için iyi olur. Tabi bu konuda hem sizin, hem dahil olan herkesin, hem de bebeğinizin bu süreçteki korku, kaygı gibi deneyimleri şifalandırmak, öğretilerinizi edinmeniz için enerji çalışmaları kullanabilirsiniz. Kendiniz de yapabilirsiniz, destek de alabilirsiniz. Benim de Youtube, Spotify ya da Instagramda bolca programım mevcut. Unutmayın mükemmel hayat yok, ama deneyimlerimizi şifalandırararak bir sonraki adıma çok daha rahat geçebiliriz. Bunun imkanı bize verilmiş. Zaten bu deneyimlerin amacı da bu. Öğrenmek, gelişmek, tekamülümüzde ilerlemek. Sevgilerimle :)